Fem erkek terimi, toplumda cinsiyet ve kimlik normlarının esnetildiği bir kavram olarak son yıllarda sıkça karşımıza çıkıyor. Bunu sadece bir moda ya da geçici bir akım olarak görmek yanlış olur. Fem erkek, çoğu zaman "feminen" yani kadınsı, narin ve duygusal tavırları benimseyen erkekleri tanımlamak için kullanılır. Ancak bu tanım, biraz daha derine inildiğinde aslında daha geniş bir anlam taşır. Fem erkek ne demek? Aslında bir erkek olmanın "dayatılan" halleri ve davranışları dışında, kendi kimliğini inşa etmeye çalışan bir anlayışın ifadesidir. Bu kişiler, toplumun erkeklik anlayışına ters düşen, daha çok duygusal, nazik ve yumuşak bir tavır benimseyebilirler. Ama bu, onların "zayıf" ya da "eksik" olduğu anlamına gelmez. Aksine, fem erkekler, kendi içsel denge ve güçlerini bulmaya çalışan, toplumsal baskılara rağmen özgün kalmaya çalışan bireylerdir. Birçok kişi fem erkekleri, kadınsı özelliklere sahip ve fiziksel olarak da yumuşak bir görünümde olan bireyler olarak tanımlar. Fakat bu, yalnızca dışsal bir gözlemden ibaret. İçsel dünyada, bir fem erkeğin duygusal zekası, insanlarla kurduğu derin bağlar ve empatik doğası da oldukça güçlüdür. Fem erkek olmak, toplumsal cinsiyet rollerinin ötesine geçmek demektir. Bunu bir tür isyan ya da karşı duruş olarak görmek gerekebilir. Ancak fem erkeğin kendisi, bu yolculukta karşımıza çıkan sadece bir figürdür. Aslında, fem erkeklerin çoğu, sadece toplumda var olma biçimlerinin farklı olduğunu hissederler. Dışarıdan bakıldığında, "erkek gibi" olmak zorunda olmadıklarını fark ederler. Bu farkındalık, birçoğuna hem özgürlük hem de kendini ifade etme gücü verir. Bununla birlikte, fem erkeklerin yaşadığı bazı zorluklar da göz ardı edilemez. Özellikle toplumun erkeğe biçtiği güçlü, sert ve baskın rol beklentileri, fem erkekler üzerinde ciddi psikolojik baskılar yaratabilir. Bu bireyler, bazen dışlanabilir ya da küçümsenebilir. Toplumda, "erkek olmanın" sınırları, ne yazık ki hala oldukça dar. Fem erkekler ise bu sınırları kırarak kendi kimliklerini inşa etmeye çalışırlar. Sosyal hayatta fem erkeklerin karşılaştığı bu engellerin üstesinden gelmek zor olabilir. Ancak, bu kişilerin içsel güçleri ve kendilerine duydukları güven, onlara birçok zorluğu aşma konusunda önemli bir avantaj sağlar. Birçok kişi, fem erkeğin "zayıf" olduğunu düşünebilir. Fakat fem erkeklerin gücü, asıl duygusal zekalarından ve içsel denge kurma becerilerinden gelir. Sonuç olarak, fem erkeklerin kimlikleri, onları sadece bir etiketle tanımlamaktan çok daha derindir. Toplumun ve insanların ön yargılarından sıyrılıp, her bireyin kendi kimliğini özgürce keşfetmesi gerektiği bir dünyada, fem erkekler de kendi benzersiz yolculuklarını sürdürüyorlar. Bu yolculuk, hem onları hem de çevrelerindeki dünyayı daha renkli ve anlamlı kılar.
Fem erkek meselesi aslında çok katmanlı ve fazlasıyla kişisel bir konu. Herkesin bakışı farklı olabilir, çünkü cinsiyet ve toplumsal roller, kültürden kültüre, bireyden bireye değişir. Şimdi, "fem" kısmı oldukça açık; feminen, kadınsı bir tavır ve görünüm demek. Ama işin içine erkeklik girince, yani "fem erkek" dediğimizde, bu terim aslında biraz daha karmaşık bir hale geliyor. Fem erkek, kadınsı özellikleri benimseyen ama erkek kimliğini taşıyan kişiyi tanımlar. Yani, dışarıdan bakıldığında "erkek" olarak kabul edilen bir birey, davranışları, giyimi, tavırları, belki de ses tonu ile toplumun tipik erkek kalıplarından sapar. Ama burada önemli olan şey, bu bireylerin bu kalıplara uymama durumunun bir çeşit kendilerini ifade etme biçimi olmasıdır. Yani bu bir tarz, bir kişilik değil, bir tercih. Özünde tamamen özgürlük! Birçok kişi için bu kavram, toplumsal normları zorlayan, hem cinsiyet hem de kimlik meseleleriyle ilgili bir açıklamadır. Feminist düşünceyle, cinsiyet rollerine karşı durmakla bağlantılı olabilir. Fem erkek, yani erkek olmasına rağmen kadınsı bir tutum sergileyen biri, aslında klasik erkeklik ideolojilerine karşı bir duruş sergileyebilir. Yani "bana bir şeyler dayatılmasın, ben kimseye benzemem, kimse de bana benzemek zorunda değil" diyordur bir bakıma. Ama şöyle bir şey de var: toplumsal olarak feminenlik, çoğu zaman zayıflıkla ilişkilendirilir. O yüzden bazı insanlar, "fem erkek" dediğinde, bu tür bir etiketlemeyi küçümseme amacıyla kullanabiliyor. Bu tür kavramlar, çoğunlukla dışarıdan ne düşünülürse düşünülsün, kişinin kendi kimliğine sadık kalmasının, kendine güvenmesinin bir yansıması olabilir. Ama, neyse, konumuza dönelim. Fem erkeklik, aslında sadece dışarıya yansıyan bir özellik değil; içsel bir kimlik meselesi. Kimi insanlar, yalnızca daha "yumuşak" ve "nazik" bir erkeklik tarzını tercih eder. "Fem" kısmı, genellikle bu erkeğin tavırlarını, zevklerini, bazen de estetik anlayışını gösterir. Herkesin bu tanıma farklı bir yaklaşımı olabilir, o yüzden "fem erkek" demek, aslında çok daha büyük bir kültürel ve psikolojik yelpazeye işaret eder. Kısaca özetlemek gerekirse, fem erkek, basit bir "erkek ama kadınsı" tanımından çok daha fazlasıdır. Hem toplumsal cinsiyetin hem de bireysel özgürlüğün bir yansımasıdır.
Fem Erkek Ne Demek? Fem erkek, aslında sosyal normların, ve hatta biyolojik cinsiyetin bile yıkıldığı, ‘sınır tanımayan’ bir kavram. Tıpkı, garajında gitar çalan, ama bir yandan da Beethoven dinleyip çayını yudumlayan, modern çağın yeni İcarus’ları gibi. Yani fem erkek, bir nevi 'erkekliğini', 'erkek' olmakla değil, kendi içindeki duygusal ve estetik yönlerle tanımlar. Fem erkek, dış görünüş ve davranış biçimlerinden çok, içsel bir yönelişe dayanır. Feminenlik, genellikle kadınsı özelliklerle ilişkilendirilse de, bu durum erkeklerde de vücut bulabilir. Klasik erkeğin 'taş gibi' görünmesi gerektiği düşüncesinin tamamen baştan sona tavan yaptığı, sadece biceps değil, duyguların da genişlemesi gerektiği bir yer burası. Hani, eskiden “erkek adam ağlamaz” denirdi ya, işte tam da o algıyı, her fırsatta kırıp döken bir tür tavır! Kadınsı davranışlar deyince aklımıza genellikle zariflik, duygusal derinlik, naz ve incelik gelir. Ama fem erkek bunu da "tamam, kabul, ben de bunu yaparım ama aynı zamanda futbolu da severim, köpeğimi de gezdiririm" mantığıyla birleştirir. Yani, kadınsı olmak demek, bir tür zayıflık değil, duygusal zekânın, estetik algının ve kendini ifade etme biçiminin yeni bir formudur. Bunu, [\
sadece moda olarak düşünmeyin
]. Bir metaforla açıklayalım: Tıpkı bir şarap gibi düşünün. Bir şişe şarap, etiketine bakılmaksızın bir şekilde 'erkek' olabilir. Ancak, şarap şişesini açıp kadehe döktüğünüzde, ona dokunmak, kokusunu almak, tadını almak başka bir deneyimdir. Aynı şekilde, fem erkek de dışarıda 'erkek' gibi olabilir ama içsel olarak bir başka dünyaya açılır. Bu, sadece dış görünüş değil, duyguların, düşüncelerin, ifadelerin ahenkle dans ettiği bir varoluş biçimidir. Ama tabii burada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Fem erkek, feminenlik için ‘genetik’ bir düzeyde kadın gibi olmak zorunda değildir. O, gayet erkek bir fiziksel yapıya sahip olabilir ama içsel gücünü, narinliği, estetik zarafeti daha çok kalbinden ve ruhundan alır. Çoğu zaman bu tür bireyler, ‘erkek gibi’ olmayı reddedip, tam da kendilerinin olmaya karar verirler.
Kadınsı olmak, anlamını sadece cinsiyet üzerinden tanımlanmış bir şablondan almak zorunda değildir. Duyguların, zekânın ve estetiğin bir arada harmanlandığı bir kavramdır. Bu, tabuları kırmanın, kimlikleri yeniden şekillendirmenin bir yoludur.
Sonuçta, fem erkek olmak, bir tür hayatta dans etme şeklidir. "Kendi cinsiyetini, kendi duygularını, kendi estetiğini yeniden keşfetmek" olarak özetlenebilir. Bunu yapmak, kimseye zarar vermez, aksine herkesin kendi kimliğini daha derinlemesine keşfetmesine olanak tanır. Çünkü hayat, sert hatlarla çizilmiş sınırların ötesine geçmekle gerçekten güzelleşir.